Veraset ve İntikal Vergisi (VİV) iki safhalı bir vergileme aşaması sonucunda ödenmesi gereken verginin doğruluğuna ulaşıldığı vergi türüdür. Konumuz olan gecikme faizinin uygulanmasına geçmeden önce VİV’in iki safhalı olan vergileme ölçülerini özetleyelim.
VİV mükelleflerin beyanı üzerine tarh olunur. Mükellefler ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere VİV’in mevzuuna giren bilanço kalemlerini Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu (VİVK) 10.Maddede yer alan değerleme ölçülerinden faydalanarak, bu bölümde belirtilmeyenler bakımından ise Vergi Usul Kanunun servetleri değerleme ile ilgili bölümündeki esaslara göre beyan ederler. Söz konusu safha ilk aşama olup, kanuni ifadesiyle ilk tarhiyattır.
VİV mükelleflerinin vergilendirilmesinde ikinci aşama ise VUK Servetlerin Değerlemesi bölümü hükümlerine göre vergi dairesi tarafından yapılan tarhiyattır. Kanuni ifadesiyle ikinci tarhiyattır.
VİVK’nın 10.maddesinde yer verilen hüküm gereği ilk tarhiyatta nazara alınmak üzere mükellefler tarafından bu maddedeki esaslara göre beyan edilen miktar ile idarece aynı değerleme ölçülerine göre bulunan miktar arasındaki farka ait vergi (gayrimenkuller hariç) vergi ziyaı cezasının yarısı ile birlikte alınacak olup, menkul mallar ile gemilere ilişkin değerlemelerde yüzde 50’ye kadar bulunacak farklar için ceza uygulanmayacaktır. Buna göre ikinci tarhiyatta ilk tarhiyata göre fark çıkarsa ve söz konusu farkın farklı değerleme ölçülerinden kaynaklanması durumunda vergi ziyaı kesilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.
VİV beyannamelerinin VUK’un 342. maddesinde belirtilen ek süreler içinde verilmiş olması halinde, (birinci ek süre ile ikinci ek süre arasında verilenler dahil) vergi ziyaı olmamış sayılır. Dolayısıyla söz konusu beyannameler kanuni süresinde verilmiş sayıldıklarından, bu süre içerisinde verilen beyannameler üzerine yapılan tarhiyatlar için gecikme faizi uygulanmaz.
Gecikme faizi konusunda vergi idaresi tarafından yapılan uygulama aşağıda açıklanmıştır
Mükelleflerin kanuni sürede veya Vergi Usul Kanununun 342. maddesinde belirtilen süre içerisinde verdikleri veraset ve intikal vergisi beyannamesine göre mükellef beyanı üzerine yapılan ilk tarhiyattan sonra re’sen, ikmalen veya idarece tarhiyat yapılmış olması halinde, tarh olunan vergiye ilk tarhiyatın vade tarihinden ikmalen, re’sen veya idarece yapılan tarhiyatın tahakkuk tarihine kadar geçen süre için taksit zamanları dikkate alınmak suretiyle gecikme faizi hesaplanmaktadır.
Yukarıdaki paragrafta yer verildiği üzere vergi idaresi ikinci tarhiyatta bulduğu farklar üzerinden gecikme faizi hesaplıyor ve bunu mükelleften tahsil etme yoluna gidiyordu. Söz konusu durumlarda mükelleflerin dava yoluna gittiği ve idare aleyhine sonuçlandığı durumlara rastlanılmaktaydı. Gecikme faizinin iptali yönünde verilen İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin 13/11/2015 tarih ve E:2015/1390, K:2015/2596 sayılı kararında özetle;
“Olayda, veraset ve intikal vergisine özgü ikmal tarhiyatı davacının vergilendirme ile ilgili ödevlerini yerine getirmemesinden veya eksik yerine getirmesinden değil, davalı idarenin davacıya murisinin terekesinden intikal eden hisse senetlerini farklı değerleme ölçüsünü esas alarak değerlemesinden kaynaklanmakta olup, davacının vergi ziyaına yol açacak nitelikte bir kusuru ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nda düzenlenen gecikme faizi hesaplanmasını gerektirecek bir vergi tarhiyatı bulunmaksızın davacı adına 2011 yılına ilişkin olarak tahakkuk ettirilen uyuşmazlık konusu gecikme faizinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle uyuşmazlık konusu tahakkuk fişinin gecikme faizine isabet eden kısmının iptaline karar verilmiştir.”
haberin devamı https://www.alomaliye.com/2022/01/24/veraset-ve-intikal-vergisinde-gecikme-faizini/
Comments